(216) 385 81 45
Soru Cevap
Danışma
Anasayfa
CİLT GENÇLEŞTİRME
CİLT
BAKIMLARI
LAZER
EPİLASYON
BÖLGESEL İNCELME
SELÜLİT
GİDERME
AYAK VE TIRNAK
BAKIMI
VÜCUT BAKIMI
VE MASAJLARI
Mezoderm (ortaderi) ve terapi (tedavi) sözcük bileşenlerinden de anlaşılacağı gibi mezoterapi cildin mezoderm diye anılan orta tabakasına ilaç enjeksiyonu ile yapılan tedavi şeklidir.
Asırlardır kadın güzelliğinin en can sıkıcı kusurlarından sayılan selülit için çareler aranmış, yüzlerce yömtem, binlerce ürün geliştirilmiştir. Doğru çözüm yaklaşımları üretebilmek için sorunu doğru saptanmak, her detayı çok iyi bilmek gerekir.
Selülit denilen şey, tıbbi adıyla hidrolipodistrofi bazı hormonal sebepler ve dolaşım bozukluğundan kaynaklanır. Hidrolipodistrofin'in kelime anlamı "yağlı sulu şekil bozukluğu" anlamına gelir. Üst derinin hemen altında su tutulmaya başlar ve burada bulunan konnektif doku iplikçikleri yavaş yavaş ağ yapısı alır. Bu ağ yapının yağ birikintilerini tutması ile selülüit denilen başkalaşım oluşur. Yağ adacıkları ağlara takılmış kütleler halinde suda yüzerler.
Mesoderm (ortaderi), terapi (tedavi) sözcük bileşenlerinden de anlaşılacağı gibi,
mezoterapi, cildin mesoderm diye anılan orta tabakasına ilaç enjeksiyonu ile yapılan tedavi şeklidir. Mezoterapi pek çok cilt problemi tedavisinde kullanılabilmekle beraber, çok bilinen şekliyle selülit tedavisinin başlıca ve en etkili tedavi şeklidir. Yaygın olarak lullanıldığı ülke olan Fransa’da ilk olarak 50’li yıllarda uygulanmaya başlanmış,80’li yıllara gelindiğinde ilgili kurumlarda “Ana Bilim Dalı” olarak temsil edilen bir tıp branşı haline gelmiştir. Yine bu yıllarda ülkemizde de uygulanmaya başlanmıştır.
Başta da söylendiği gibi, mezoterapi pek çok cilt, hatta vücudun diğer iç ve dış bölgelerini ilgilendiren sistemik rahatsızlıkların tedavisinde özellikle Fransa, İspanya, Brezilya gibi ülkelerde farklı bir tedavi seçeneği olarak kullanılabilmektedir. Saç dökülmelerini, Migren gibi kronik baş ağrılarını, Romatizma gibi sistemik hastalıkları ve Metabolik Sendrom gibi bazı hastalıkları
bunlar arasından sıralayabiliriz. Ancak bizim daha çok ilgilendiğimiz kullanıma alanı, selülit ve saç dökülmeleridir.
Mezoterapi, seanslar halinde yapılır ve genellikle ihtiyaca göre 6-12 seans, sorunun çözümü için yeterlidir. Çok yoğun problemlerde (grade 4 ve yaygın selülit) ise 15 veya daha fazla seans sayısına ihtiyaç olabilir. Seans aralıkları 1 hafta, 10 gün veya 2 hafta olabilir. Tedaviye alınan yanıta ve seanslarda kullanılacak kokteyl alternatiflerine göre uygulayıcı hekim süreyi belirler. Saçlı deri mezoterapisinde, başlangıç kürü 1’er haftalık aralar ile 4 seans ve takip eden seanslar 1’er ay ara ile rapeller şeklinde yapılabilir. Şart olmamakla birlikte, deneyimlerimiz bu protokolün en optimal uygulama şekli olduğunu göstermektedir.
Seans sayıları ve aralıkları dikkate alındığında selülit ve saç tedavisinin uzun bir süreç olduğu kesindir. Ancak sonuçların beklemeye değer olduğu aşikardır.
Şurası kesindir ki, selülit tedavisinde, bugüne kadar geliştirilen hiçbir yöntem tek başına mezoterapi kadar başarılı olamamış, hepsi de mezoterapinin tamamlayıcı unsurları olarak yerlerini almışlardır. Gerçekten de mezoterapi seansları ile kombine olarak yapılan cihaz uygulamaları veya kozmetiklerle yapılan masajlar ve tabi ki (olmassa olmaz) diyet ve egzersiz programları ile selülit denilen (aslında tıbbi olan ama) daha çok kozmetik algılanan bu sorundan kurtulmak kesinlikle mümkündür. Biraz sloganvari olacak ama, selülit kader değildir. Doğru yerlerde doğru çözümler mutlaka vardır.
Ses dalgalarının oluşturduğu enerjinin cilt ve cilt altındaki bağ dokusunu serbestleştirmesi ve yağ dokusuna ulaşarak bu dokuda çözünme sağlaması esasına dayanır.
-KAVİTASYON
-RADYOFREKANS (Bipolar)
-ULTRASAUND
Yukarıda sıralanan konvansiyonel yöntemlerin etkisi ses dalgalarının oluşturduğu enerjinin cilt ve cilt altındaki bağ dokusunu serbestleştirmesi ve yağ dokusuna ulaşarak bu dokuda çözünme sağlaması esasına dayanır.
Aynı zamanda kollajen sentezini de tetikleyen bu sistemler sayesinde belirginin incelmenin yanı sıra etkin bir sıkılaşma da sağlanarak kesin ve kalıcı etki elde edilmektedir.
AWT, deri ve deri altı yağ dokusunun düzensizce arasına yerleştiği “Fibröz Septa”nın derideki kollajenden ayrılarak derinin serbest kalmasını ve düzleşmesini sağlar.
AWT, deri ve deri altı yağ dokusunun düzensizce arasına yerleştiği “Fibröz Septa”nın derideki kollajenden ayrılarak derinin serbest kalmasını ve düzleşmesini sağlar. Fibröz septa, gelişigüzel bağ bağ dokusu bölmeler olarak tarif edilebilir. AWT, bu düzensiz yapıyı destek alarak oraya yerleşen yağ kümelerini dağıtır. Deriyi serbestleştirme ve düzensiz yağ dokusunu dağıtma etkisi ile tümsekler düzleşir çukurlar dolar.
Sonuç, düzensiz cilt altı yağ dokusunun erimesi ve aynı zamanda daha gergin ve esnek bir cilttir.